Futbolda derin şiddet
Fenerbahçe’nin Süper Kupa için Galatasaray karşısına U19 takımıyla çıkıp, Galatasaray’ın birinci dakika dolmadan attığı gol sonrası
genç oyuncularının tamamını sahadan çekmesinin yankıları sürüyor.
Sadece içeride değil dünya medyasında da…
Artı ve eksi yüzlerce yorum.
Ancak…
Fenerbahçe’nin bu tavrının “Trabzon’da takımı taşıyan otobüsün kurşunlanmasından, son Trabzonspor maçı sonrasında sahayı basan, oyunculara saldıran holiganların cana kast eylemlerine kadar travmalar birikimi sonucu olabileceğine -görebildiğim kadarıyla- işaret edilmedi.”
Futbol bütün güzelliklerine rağmen holiganlıktan terörizme kadar eylemler için öncelikli çekim alanı.
…………………….
Simon Cooper’in “KÜRESEL SPOR, KÜRESEL CİHAT” yazısını dehşet içinde okudum.
Bunlardan tüyleri diken diken eden bazılarını başka kaynaklardan da yararlanarak sunuyorum.
HEDEF DÜNYA KUPASI
Yıl 1998…
Fransa ve Belçika polisi, istihbarat servisleri inanılmaz bir saldırı planı ortaya çıkardı. Fransa’da düzenlenen “1998 Dünya Kupası sırasında Amerika ve İngiltere Milli futbolcularını katletmek” planıydı bu. Uzaydaki kara delik kadar sessiz ve karanlıkta tutuldu.
Futbolculara asla duyurulmadı.
Yöneticilere ise “dikkatli olmaları” gibi genel bir uyarıda bulunuldu.
Öncelikle belirteyim ki planın akıl hocası ve finansörü El-Kaide’nin kurucusu Usame bin Ladin’di.
Eylemin lideriyse Fransız-Cezayirli Farid Melouk’du.
Melouk Fransa’ya geçmek üzere Belçika’ya giriş anından itibaren istihbarat servisleri tarafından takip edildi.
Eylemi birlikte yapacağı ve aralarında İsveç ve Danimarka vatandaşlarının da bulunduğu 10 kişi tutuklandı.
Evde büyük miktarda sıvı patlayıcıları, fünyeler, kalaşnikoflar, çok sayıda tabanca ve 150 bin dolar ele geçirildi.
Onlardan elde edilen bilgiyle bir başka eve daha baskın yapıldı.
Orada da Dünya Kupası’na ilişkin “asıl planlar” ve çok daha fazla patlayıcı bulundu.
Tutuklamalar, Fransa’da sürdü. 53 kişi gözaltına alındı.
Ardından İsviçre ve İtalya’da da tutuklamalar oldu. Plan şöyleydi:
– 15 Haziran’da oynanacak İngiltere-
Tunus milli maçında İngiliz oyunculara
ve seyircilere saldırmak üzere Marsilya’daki Velodrome Stadyumu’na teröristler gruplar halinde sızacaktı.
– Genç ve ünlü David Beckham ve Michael Owen’ı hedef alarak İngiltere yedek kulübesi havaya uçurulacaktı.
– Sahadaki İngiliz oyuncular kurşunlarla taranacaktı.
– Tribünlere bombalar atılacaktı.
– O sırada ABD’li milli futbolcuların bu maçı televizyondan izleyecekleri Paris’teki otele saldırılacaktı.
– Bütün Amerikalı oyuncular vurulacaktı.
– Aynı dakikalarda bir başka grup terörist, kaçırılmış bir uçakla Poitiers yakınlarındaki Civaux Nükleer Santrali’ne intihar saldırısı yapmak üzere üçüncü eylemi sahneleyecekti.
– Nükleer Santral’e düşen uçak “nükleer erimeye” neden olacaktı.
Bu nasıl hastalıklı bir beynin planıdır?
BİN LADİN’E OĞUL İSYANI
İşte sorunun cevabı…
Aradan çok yıllar geçti. Usame bin Ladin’in oğlu Omar bir anı yazdı.
Omar, savaşın harap ettiği
Afganistan’da bir ergendir.
“Usame bin Ladin’in kendisine ve kardeşlerine Taliban uğruna intihar bombası olmalarını” söylemesi üzerine “babasına olan inancını kaybettiğini” yazdı.
Oğulları baba Usame’ye itiraz ederler.
Küçük oğlu Ömer “Babam oğullarını sevdiğinden çok düşmanlarından nefret ediyordu” diye yazdı.
“Kendi oğlundan bile intihar bombacısı olmasını” isteyebilen şu kafa yapısına bakın.
Yukarıda anlattığım eylem planının, daha sonra da Amerika’daki 11 Eylül saldırılarının izahıdır.
…………………
Usame bin Ladin ortaokul, lise yıllarında spor yapar, futbol oynardı.
İngiltere’de Arsenal takımını tutardı.
Saklanmak zorunda olmadığı yıllarda Arsenal Kulübü’ne gitmiş, fotoğraf çektirmişti.
FUTBOLCULARA İŞKENCE
Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin 2012 olimpiyatlarına ev sahipliği yapmaya takmıştı kafasını.
100 bin kişilik bir stadyum inşasına emir vermişti.
Saddam sporla ilgili bütün işleri oğlu Uday’a devretmişti.
Uday, playboyla işkenceci karışımı bir çirkin karakterdi.
Irak Futbol Federasyonu, olimpiyat komitesi ve ulusal olimpiyat komitesi binasında bir de cezaevi oluşturmuştu.
Başarılı olmayan sporculara orada işkence yapılıyordu.
Çok sayıda Iraklı sporcu korkudan sporu bırakmıştı.
Milli bir futbolcu falakaya yatırılmıştı.
Sports Illustrate Dergisi’ne göre Uday 52 sporcuyu öldürtmüştü.
KADDAFİ’NİN OĞLU SADİ
Libya diktatörü Kaddafi’nin oğlu Sadi mahalle takımı düzeyinde bir futbolcuydu ama canı Milli Takım’da forma giymek istedi. Özel bir Hollandalı çalıştırıcı tuttu.
Sadi’nin arkadaşı ve akıl hocası ünlü futbolcu Maradona’nın tavsiyesiyle Arjantinli Carlos Bilardo Milli Takım’ın başına getirildi.
Sadi, bir Libya kulübünde futbol oynamaya başladı.
Rakip savunma oyuncuları sırf o kaleye şut çeksin diye toptan kaçarlardı. Bunu kanıtlayan komik bir video -sonradan- ortaya çıktı.
Sadi o yıl bir de “en değerli futbolcu” seçilmez mi!!!
Ardından petrolden gelen dolarları oluk oluk akıttığı için olacak İtalyan
Seri A Takımı Perugia’ya transfer oldu!!!
Ama sadece bir kez sahaya çıkabildi.
Ardından gene akan petrol dolarları…
Sadi, bu kez İtalyan Udinese takımına transfer edildi!!!
Tabi…
Takımın hiçbir maçına çıkarılmadı.
Libya’nın petrol parasından en fazla payı alan İtalyan kulübü Juventus’tur.
Sadi’nin babası Kaddafi bu büyük kulübün hisselerinin tamamını almıştı.
…………………
Diğer futbolda şiddet olayları, şiddet anıları bir başka yazıya…